Şair-Yazar Sultan Arman Kararmış kimdir?
- Selahaddin Tekin
- 21 Eyl
- 3 dakikada okunur

Şair-Yazar Sultan Arman Kararmış kimdir?
SULTAN ARMAN KARARMIŞ KİMDİR?
Sultan Arman Kararmış 4 Mayıs 1974 Zonguldak doğumludur. Üç kardeşin en büyüğü olup. evli bir kız çocuk annesidir. İlkokulu Zonguldak Tepebaşında tamamlayıp, çok istemesine rağmen istediği okula gönderilmeyince tahsilini yarın bırakmak zorunda kalmıştır.
Daha sonra ilerleyen yıllarda Orta öğrenimini Ekstern olarak bitirip liseye devam ederken (Troit Kanseri) tedavisi sebebiyle liseyi de yarım bırakmak zorunda kalmıştır.Tabii bunun yanında Halk eğitim kurslarında değişik branşlarda kurslara da devam etmiştir. Edebiyata olan düşkünlüğü ise çocuk yaşlarda amatör olarak gizlice şiir ve öykü ve roman yazmakla başlamıştır. ve Zaman zaman şiir ve köşe yazıları, sosyal medyada bazı dergi ve gazete köşelerinde yerini alarak bazı kitlelere ulaşmıştır. Antoloji kitabında yayınlanan bu şiirleri genellikle toplumsal şiirler olarak halka hitaben duygulara tercüman olmak adına yazdığı eserleridir.
Tabi henüz yolunda başında olarak şiirlerini beğenerek okuyacağınızı umar, şimdiden siz kıymetli okurlara şükranlarını arz etmektedir. Konuyla ilişkin, yayında ve yapımda emeği geçen herkese, Cendere Yayınevine ve Sayın Selahaddin Tekin Bey efendiye de çok teşekkürleri iletmektedir.
Eserleri!
O TARAK
Babam çok titiz bir adamdı. Su bardağı kaşığı çatalı, hatta tarağı bile ayrıydı. Oysa aynı evin içinde yaşarken biz. Onun bir kaş çatısı ile bir yüksek sesi ile yaşadığımız korku da ayrıydı.
Güz gülleri gibi bir türlü açamadık hiç bir duyguyu. Bazen her fırtınada yıkılacak diye ortalık kaçırdık en güzel uykuyu. Her çocuk gibi oynarken biz dışarı da kimse bilemez di ne mutsuz çocuklar var o kapılar kapandığında. Gün yüzü görmemiş daha doğarken yüzü gülmemiş çocuklardık biz, İşte günümüzde ki çocuklar hem doyumsuz, hem sorumsuz. Hem de uzaktan izlerken bakıyorum da, istemsizce mutsuz çocuklar. Günümüzdeki çocuklar hem saygısız, hem kaygısız hem de aileleri yargısız infaz eden çocuklar. Onca varlığın içinde olup sokakta yaşayan, çöplerden çöp toplayan, aile için de nice kavgalara şahit olup bir küçük sevgiye muhtaç yaşayan binlerce çocuk olduğunu bilmezler.
Onca varlığın içinde olup hızlı yaşayıp, ‘ben onu giymem ben onu yemem, ben onu sevmem’ deyip şu anda sıcak yuva arayan binlerce çocuk var. Onu bilmezler… ve Bu varlık içinde odanız ayrı, Tv telefon ayrı, tarağınız ayrı. Yaşam standartları daha yüksek gerisini saymayım gayrı. İşte biz, bu bilindik madalyonun diğer yüzü olan çocuklardık.
Bir sabah benden iki yaş büyük ablam salonda tarak aradı kalkınca. Etrafa bakındı tarak yok. Bizim taraklarda babamın odasında ve babam uyuyordu o sabah. O yaz sıcağının sabahında ablam saçını toplamak için babamın tarağını buldu salonda. Tam saçını tararken yarı uykulu babam çıktı odadan. Tabii ablam o arada iki elini arkasına saklayarak bir korku ile gözlerini kaçırdı babamdan…
-Babam ne var o elinde dedi ?
-Ablam hiiiç dedi .!!
-Babam eline uzun bir sopa aldı,
Bakmak için yanına çağırdı ‘aç bakalım elini’ dedi.
Ablam korku ve endişe ile önce boş elini, arkasından doğrultup babama uzattı..
-Babam öteki elini de aç dedi..
Ablamı ayrı korku sardı, Kenarda beklerken bizi ayrı korku sardı.
Ablam diğer elini de istemeye istemeye babama uzatınca avucunun içinde ki babama ait o gizli Tarak çıktı ortaya ..Ve babam her iki elini açtırarak ablamın ellerini o sopa ile kıp kırmızı olana kadar dövdü ..
Benim tarağımı nasıl kullanırsın diye ...
Ablamın o anki feryadı ayrı.
Yüreğinde ki kırgın çiçeklerin boynu bükük duruşu ayrıydı ..
Ve o sabah kahvaltıya ablam oturmadı..
Odasına geçti ..
Uzun bir sessizlik den sonra Annem odasına girmek istedi ..
Daha kapı açılır açılmaz Annemin feryatları etrafı dağlamıştı ..
O ses ile birlikte bizde koştuk odaya ..
Ablam o gün yediği dayağın acısını içinde nasıl yaşadı ise o saatten sonra yaşamak zor geldi diyerek kendini aşmış..
Ve biz babamın kimseye kullandırmadığı her kaşık çatal bardak Ve o tarak için bir hiç uğruna ablamı kaybettik.
Babam her seferinde o tarak kırılsa da değiştirdi.
Ne zaman ablamdan bahsetsek konuyu hep geçiştirdi..
Bizde hüzün yaprağına döndü bir tarak
Siz şimdi yaşıyorsunuz çocuklar keyfinize bakarak
…
-Bilmezsiniz tabii bu hikayeyi..
Her saçı tararda her yürekteki acıyı
Tarayarak dindirmez o tarak
O TARAK…
Namı diğer Duyguların Tercümanı



Yorumlar